Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait birçok tarihi esere ev sahipliği yapan meydan, adeta bir açık hava müzesi gibi. Buruciye Medresesi, Çifte Minareli Medrese, Şifaiye Medresesi, Kale Camii, Atatürk Kongre Binası ve Jandarma Dairesi gibi tarihi yapılar, şehrin zengin geçmişini gözler önüne seriyor.
Meydanda dolaşırken, tarihi atmosferin yanı sıra Sivas’ın yöresel lezzetlerini de tadabilir, alışveriş yapabilir ve sevdiklerinizle keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Işıklandırma ile Büyüleyici Bir Atmosfer
Akşam olduğunda ise meydan, ışıklandırmalar ile bambaşka bir atmosfere bürünüyor. Tarihi yapılar ışıklarla aydınlatılırken, meydanda oluşan ışıltılı görüntü ziyaretçileri büyülüyor.
Fotoğraf Tutkunlarının Gözdesi
Sivas Meydanı, tarihi dokusu ve ışıklandırması ile fotoğraf tutkunlarının da gözdesi haline gelmiş durumda. Her mevsim farklı güzellikler sunan meydan, fotoğrafçılara unutulmaz kareler yakalama imkanı sunuyor.
Sivas’a Ziyaret Edenler Kaçırmamalı
Sivas’a gelen her turistin mutlaka görmesi gereken Sivas Meydanı, şehre bambaşka bir renk katıyor. Tarihi ve turistik açıdan oldukça zengin olan meydan, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
Sivas’ın kalbinde yer alan görkemli Hükümet Konağı, sadece bir devlet binası olmanın ötesinde, şehrin tarihi ve kültürüyle iç içe geçmiş bir anıt niteliğindedir. 1884 yılında dönemin valisi Halil Rıfat Paşa tarafından yaptırılan bina, 50 metre uzunluk ve 20 metre genişliği ile şehrin o dönemki imarına damgasını vurmuştur.
İki katlı olarak inşa edilen Hükümet Konağı, kesme taşlardan yapılmış ve özenli taş işçiliği ile dikkat çekmektedir. Binanın ön ve arka girişleri, ikişer sütunlu destekli görkemli kapılardan oluşmaktadır. Bu girişler, adeta birer devlet kapısı gibi, konak binasının resmiyetini ve önemini vurgulamaktadır.
1913-1917 yılları arasında Vali Muammer Bey döneminde binaya ahşap bir üçüncü kat eklenmiştir. Bu ekleme, konağın işlevselliğini ve kapasitesini artırmıştır. Fakat 1978 yılında talihsiz bir yangın üçüncü katı tamamen tahrip etmiş, geriye sadece birinci ve ikinci katların dış duvarları kalmıştır.
Şehrin değerli tarihi yapısını korumak için geniş çaplı bir onarım çalışması başlatılmış ve 1982 yılında Hükümet Konağı eski ihtişamına kavuşturulmuştur. Bugün hala valilik binası olarak kullanılan bu tarihi yapı, Sivas’ın geçmişine tanıklık eden ve şehrin kimliğinin önemli bir parçasını oluşturan bir anıt olarak varlığını sürdürmektedir.
Sivas’ın Kalbinde Tıp ve Tarihin Buluştuğu Yer: Şifaiye Medresesi
Sivas’ın tarihi merkezinde, Çifte Minareli Medrese’nin karşısında yer alan Şifaiye Medresesi, Anadolu Selçuklu döneminden kalma görkemli bir yapıdır. 1217 yılında I. İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılan medrese, sadece bir eğitim kurumu olmanın ötesinde, Anadolu’nun en eski ve en büyük tıp okullarından biri olma özelliğini de taşır.
Medreseye adım attığınızda sizi etkileyecek ilk şey, zengin süslemeler ve işlemelerle bezeli taç kapısı olacaktır. Özellikle taç kapısı üzerindeki figürler, Selçuklu sanatının ustalığını gözler önüne sermektedir.
Şifaiye Medresesi’nin sadece dış cephesi değil, içi de görülmeye değerdir. Dört eyvanlı avlu etrafında sıralanan odalar, geçmişte tıp derslerinin işlendiği ve hastaların tedavi edildiği alanlar olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise bu odalar çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
3 | 7
Sivas Atatürk ve Kongre Müzesi
Sivas Kongre Binası. 1892 yılında Mülki İdadi Binası olarak inşa edilen bu yapı, 1919’da Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Sivas Kongresi’ne ev sahipliği yaparak tarihe adını yazdırdı.
Milli Mücadele’nin Merkezi:
Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliye’nin 2 Eylül – 18 Aralık 1919 tarihleri arasında karargâh olarak kullandığı bina, o dönemde Milli Mücadele’nin beyni konumundaydı. Sivas Kongresi’nin dört bir yanından gelen delegeler bu binada toplanarak, işgal altındaki vatanın kurtuluşu için kritik kararlar aldılar.
Cumhuriyet’in Temelleri:
Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, sadece Milli Mücadele’nin seyrini değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda Cumhuriyet yönetiminin de temelini oluşturdu. Bu tarihi binada, milli irade ve egemenlik ilkeleri savunularak, yeni bir ulusun inşası için adımlar atıldı.
Müzeye Dönüşüm:
1981 yılına kadar lise olarak hizmet veren bina, tarihi önemi göz önünde bulundurularak müzeye dönüştürülme kararı alındı. 1984 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilen bina, titiz bir restorasyon çalışmasıyla bugünkü haline kavuştu.
Bugünkü Görünümü:
Atatürk ve Kongre Müzesi olarak hizmet veren bina, ziyaretçilerini Milli Mücadele’nin atmosferine sürüklüyor. Tarihi Kongre Salonu, Atatürk’e ait çalışma ve dinlenme odası, Sivas Kongresi’ne ilişkin belgeler ve fotoğraflar müzede sergileniyor. Ziyaretçiler, bu tarihi mekanda dolaşırken o günlerin heyecanını ve coşkusunu hissedebiliyor.
Sivas Kongre Binası: Sadece bir bina değil, bir milletin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin sembolü. Bu müzeyi gezerek Milli Mücadele’nin ruhunu hissedebilir, Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı bu anlamlı mekanda tarihe tanıklık edebilirsiniz.
Sivas’ın tarihi semtlerinden biri olan Mahmutpaşa’da bulunan Ali Beyoğlu Mahmud Paşa Camii, 1580 yılında III. Murad’ın veziri ve Sivas Valisi Ali Beyoğlu Mahmud Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı cami, Osmanlı mimarisinin göz alıcı örneklerinden biridir.
Sivas’ın tarihi merkezinde yer alan Jandarma Binası, 1908 yılında Vali Reşit Akif Paşa tarafından yaptırılmıştır. Son dönem Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biri olan bina, günümüzde İl Jandarma Alay Komutanlığı Sosyal Tesisi olarak kullanılmaktadır.
6 | 7
Çifte Minareli Medrese
1271-1272 yıllarında İlhanlı Veziri Şemseddin Mehmet Cüveyni tarafından yaptırılan Çifte Minareli Medrese, Anadolu’nun en görkemli ve ikonik yapılarından biridir. Günümüze ulaşan tek özgün unsuru olan devasa taç kapısıyla dikkat çeken medrese, Sivas’ın sembolü haline gelmiştir.
Anadolu’da inşa edilmiş en büyük medreselerden biri olan Çifte Minareli Medrese, “Dârü’l-hadis” adıyla da bilinir. İki katlı ve dört eyvanlı medresenin, çini bezemeli tuğla minareleri ve bitkisel-geometrik motiflerle süslü taş kapısı, ziyaretçileri büyülemektedir. Yanlarında mukarnaslı nişler ve köşelerde yivli yarım kuleler bulunan medrese, halen sağlam durumdadır ve ziyarete açıktır.
Sivas’ın ve Anadolu’nun en göz alıcı yapılarından biri olan Buruciye Medresesi, sağlam ve etkileyici taç kapısıyla görenleri büyülemektedir. 1271 yılında Selçuklu Sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde inşa edilen medrese, aslen Hamedan yakınlarındaki Burucerd’den gelen Muzaffer Burucerdi tarafından fizik, kimya ve astronomi gibi bilimlerin öğretilmesi amacıyla yaptırılmıştır. Mimarı bilinmemekle birlikte, Anadolu’da simetrisi en kusursuz medrese planına sahip olduğu bilinmektedir.
Kesme taştan inşa edilen bu açık avlulu medrese, iki katlı ve dört eyvanlı bir yapıdır. Dışa doğru uzanan görkemli taç kapısının iki yanında mukarnaslı pencereler ve köşelerde ise yivli kuleler yer alır. Bu uyumlu unsurlar, medreseye muntazam ve estetik bir görünüm kazandırmaktadır.
Buruciye Medresesi, sadece mimari açıdan değil, tarihi önemi bakımından da oldukça değerlidir. Anadolu’da medrese mimarisinin gelişimi ve Selçuklu dönemi bilimine dair önemli bilgiler sunmaktadır. Günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen medrese, müze olarak hizmet vermektedir. Ziyaretçiler, bu tarihi yapının güzelliğini ve ihtişamını yakından görme ve Selçuklu mirasına tanıklık etme imkanı bulmaktadır.