Şiddetle Mücadelede Eğitim ve Ailelerin Rolü

Şiddetle mücadelede eğitim ve ailelerin önemi büyük. Bu içerikte, ailelerin destekleyici rolü ve eğitim sisteminin şiddet öncesi ve sonrası etkileri ele alınıyor. Toplumda güvenli bir ortam yaratmak için gereken adımlar hakkında bilgi edinin.

Yayınlama: 09.10.2024
4
A+
A-

Şiddetle Mücadelede Eğitim Önemi

Şiddetle mücadele konusunda değerlerin ve becerilerin, okul öncesi dönemden başlayarak her kademedeki öğrencilere kazandırılması gerektiğini vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yelkin Diker Coşkun, “Çocuk ve gençlere yönelik olarak kendini tanıma, duygu yönetimi, iletişim odaklı ilişki becerisi, çatışma çözme, sınır koyma ve karşılıklı saygı konularında etkili önleyici rehberlik programlarının uygulanması elzemdir. Bu becerileri erken yaşta öğretmek, gelecekte sağlıklı ve şiddet içermeyen ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Şiddeti engellemeye yönelik eğitimlerin anaokulunda başlaması büyük önem taşımaktadır” dedi.

Şiddet Olaylarına Dikkat

Özellikle gençler arasında artan şiddet olaylarına dair değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Coşkun, çözüm önerilerini de sıraladı. Şiddetin, dünya genelinde milyonlarca bireyi, aileyi ve toplumu etkileyen yaygın bir sorun olduğunu ifade eden Coşkun, “Şiddeti tanımlarken genellikle fiziksel şiddet akla geliyor. Ancak bireyin zorlama, tehdit, aldatma veya çeşitli baskılarla iradesi dışında hareket etmeye zorlanması gibi durumlar da şiddetin farklı biçimlerini oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Şiddetin Üç Tarafı

“Her türlü şiddetin üç ana tarafı vardır: Mağdur, fail ve seyirci” diyen Prof. Dr. Coşkun, sözlerine şöyle devam etti: “Toplumdaki her birey bu taraflardan birisi olmaya adaydır. Şiddet bu yönüyle düşünüldüğünde, her birimizin hemen yanı başında olabilecek bir olgudur. Çocuk ve gençler, bu anlamda en riskli gruplardandır. Çünkü her türlü şiddetin izleyicisi olmuş durumdalar ve bu durum, doğru ile yanlışı ayırt etme yeteneklerinin gelişimini olumsuz etkileyebilir.”

Dijital Ortamın Etkileri

Aile içi şiddet ve akran zorbalığı durumlarında çocukların şiddetin doğrudan bir parçası haline geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Coşkun, “Günümüzde çocuklar, dijital ortam araçlarının etkisiyle şiddet unsurlarına erken yaşlarda maruz kalıyorlar. Ebeveyn kontrolü olmadan televizyon veya tablet kullanımı, çocukların şiddete karşı duyarsızlaşmasına veya izlediklerini taklit ederek sorunlarını çözmek için şiddeti bir araç olarak kullanmalarına neden olabiliyor. Kısacası, şiddete elverişli bir psiko-sosyal yapı oluşmaktadır. Bu nedenle bireysel mücadele yerine eğitim yoluyla toplumsal mücadeleye yönelmek en kapsamlı çözüm olacaktır” ifadelerini kullandı.

Çocuğun Yüksek Yararı

Prof. Dr. Coşkun, eğitim ortamlarında, şiddetle ilgili tüm çalışmaların “Çocuğun yüksek yararı” gözetilerek yapılması gerektiğini belirtti. “Bu bağlamda, şiddetle mücadeleye dair değerlerin ve becerilerin okul öncesi dönemden başlayarak her kademedeki öğrencilere kazandırılması gerekmektedir. Eğitim kurumlarında yürütülecek farkındalık çalışmaları ve eğitim materyalleri, bireylerin şiddete dair davranışlarını belirlemelerine, şiddetin kurbanlar üzerindeki etkisini anlamalarına ve şiddetin asla kabul edilemeyeceğini fark etmelerine yardımcı olabilir” dedi.

Rehberlik Servislerinin Rolü

Amerika’da yapılan araştırmaların, okullarda gerçekleştirilen bazı düzenlemelerin şiddete karşı farkındalığı artırdığını belirten Prof. Dr. Coşkun, bu düzenlemeleri şu şekilde sıraladı:

  • Rehberlik servislerinin daha etkili hale getirilmesi ve risk gruplarındaki öğrenciler ile ailelerinin hızlı bir şekilde belirlenip müdahale programlarının uygulanması.
  • Derslerde sağlıklı ilişki becerilerinin kazandırılmasına odaklanılması, şiddeti engellemeye katkıda bulunmaktadır.
  • Çocuk ve gençlere yönelik etkili önleyici rehberlik programlarının uygulanması, bu becerilerin küçük yaşlardan itibaren öğretilmesi gereklidir.
  • Öğretmenlerin şiddet belirtilerini tanıma, uygun şekilde müdahale etme veya mağdurları destekleme becerilerinin kazandırılması önem taşımaktadır.

Ebeveynlerin Rolü

Prof. Dr. Coşkun, ebeveynlerin çocuklarına yönelik önlem almalarının önemine değinerek, alabilecekleri önlemler hakkında şu önerilerde bulundu:

  • Aileler, çocuklarına cinsiyetçi ve akran baskısına neden olabilecek zararlı davranışları açıklamalıdır. Bu davranışların neden onaylanmadığını ve nasıl korunabileceklerini anlatmak büyük önem taşır.
  • Çocuklar ve gençler, gelişim dönemlerinin doğası gereği benmerkezci bir düşünce yapısına sahip olabilirler. Bu nedenle empati duygusunun aile içinde desteklenmesi gerekmektedir.
  • Çocukların oynadıkları oyunlardaki şiddet unsurları hakkında ailelerin konuşmaları önemlidir. Yasaklamak her zaman etkili olmayabilir, bu nedenle olumlu beceriler kazandıran oyunların tercih edilmesi sağlanmalıdır.
  • Ebeveynler, çocuklarının izledikleri programlara eşlik edebilir. Bu her zaman mümkün olmasa da, açık bir iletişim, çocukların ihtiyaç duyduğu bir unsurdur.
  • Çocukların sağlıklı ilişkiler kurmaları teşvik edilmelidir. Beslenme, oyun, uyku, ders çalışma ve spor gibi aktivitelerin düzenli bir biçimde planlanması, onları riskli davranışlardan uzaklaştırır.
  • Eğer çocuklarında şiddet eğilimi olduğunu düşünen ebeveynler, okul rehberlik servisi ile iletişime geçerek gözlemlerini paylaşmalı ve uzman desteği almalıdır. Bu, istenmeyen davranışların önlenmesine yardımcı olacaktır.


Son gelişmelerden haberdar olmak için Sivas Haberleri takip edebilirsiniz.

Sivas Haber ve Sivas Son Dakika haberlerini en hızlı şekilde öğrenmek için sivasgazetesi.com'u ziyaret edin.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.