Cevdet Yılmaz: Türkiye’nin Savunma Sanayisi Ekonomik Bir Güç Haline Geliyor

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin savunma sanayisinin ekonomik güç haline gelmesini ve uluslararası alandaki etkisini değerlendiriyor. Yerli üretim ve teknoloji ile geleceğin gücünü inşa eden Türkiye’nin stratejik adımlarını keşfedin.

Yayınlama: 07.11.2024
1
A+
A-

Taha AYHAN/ANKARA, (DHA)

CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin savunma sanayisinin artık büyük bir ekonomik sektör haline geldiğini vurgulayarak, “Geçen yıl 5,5 milyar dolar ihracat yaptık, bu sene tahminimiz 6,6 milyar dolar. Zamanında paramızla alamadığımız ürünleri şimdi biz ülkelere satıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2025 Yılı Merkezi Bütçe Teklifi’ne ilişkin yaptığı sunumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin etkisinin kamuoyunda sona erdiği algısının yanlış olduğunu belirterek, “Asıl harcamaları şu anda yapıyoruz. 450 bin civarında konut inşa ediliyor. Aynı zamanda altyapılar da inşa ediliyor. TOKİ (Toplu Konut İdaresi) yeni bir alan inşa ediyor. Doğal gaz, hastane ve altyapı yatırımları gerçekleştiriliyor. Sosyal ve ekonomik olarak bu bölgeyi canlandırmayı hedefliyoruz. Vergisel avantajlar ve teşvikler de mali sonuçları etkileyen kararlar. Bu bağlamda, muazzam bir harcama söz konusu. Bunun büyük kısmı 2023 ve 2024 yıllarına denk geliyor. Sadece merkezi yönetim bütçesinden 2024 fiyatları üzerinden 2,6 trilyon lira harcama yapıldı ki bu da yaklaşık 70 milyar dolara eşdeğerdir. Umut ediyoruz ki, gelecek yıldan itibaren bu harcamalara olan ihtiyaç azalacaktır” ifadelerini kullandı.

‘DÖNÜŞMESİ GEREKEN ÇOK BİNAMIZ VAR’

Deprem öncesi 1 liralık harcamanın, deprem sonrası 7 liralık maliyetle sonuçlandığını belirten Yılmaz, “Koruyucu müdahalelerin maliyeti, tedavi edici müdahalelerden çok daha düşük. Dolayısıyla esas olan riskleri yönetmektir. Krizleri yönetmek için öncelikle riski belirlemek gerekiyor. Türkiye, son yıllarda bu konuda önemli çalışmalar yaptı. Hem akademik dünyadan hem de AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) ve diğer kuruluşlardan fay hatları hakkında bilgi sahibi olmak zor. Temelde, riskli alanları tespit edip özellikle fayların geçtiği yerleri yerleşime kapatmak gerekiyor. Yeni yerleşim alanları oluşturulacaksa, bu riskler göz önünde bulundurularak inşa edilmelidir. Sağlam zemin üzerinde sağlam yapılar oluşturmak, yerleşim yapılacaksa da risklere uygun bir şekilde inşaat yapmak gerekiyor. Bu şekilde, riskler ve maliyetler önemli ölçüde düşecektir. ‘Kentsel dönüşüm’ dediğimiz kavram, özünde bu riskleri ortadan kaldırma meselesidir. Birçok bina dönüştürüldü; ancak hâlâ dönüşmesi gereken çok sayıda yapımız var” açıklamasında bulundu.

‘YAPI DÖNÜŞÜMÜ İÇİN 584 MİLYAR BÜTÇE AYRILDI’

Yapı stokunun yenilenmesine yönelik Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın kurulduğunu hatırlatan Yılmaz, “Öncelikle kentsel dönüşüm, ardından sadece Marmara Bölgesi’ne odaklanan bir genel müdürlük ve bu iki genel müdürlüğe kaynak oluşturan bir yapı olmak üzere üçlü bir sistem oluşturduk. Önümüzdeki dönemde, mevcut yapı stokunu dönüştürmek için gerekli imkanları değerlendirmeliyiz. Yapı dönüşümü için sadece merkezi bütçeden 584 milyar lira ayrıldı. Ayrıca sosyal konut meselesi de büyük bir önem taşıyor. Bu alanda yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız var” dedi.

‘NÜFUS DİNAMİKLERİ HER ŞEYİ ETKİLİYOR’

Yılmaz, Türkiye’nin demografik dönüşüm yaşadığını aktararak, “Şu anda doğurganlık hızımız 1,5 seviyesine düştü. Bunun birçok nedeni var. Bir taraftan evrensel nedenler, diğer taraftan insanların eğitim ve gelir seviyelerinin artmasıyla çocuk sayısının azalması söz konusu. Bu durum, kadınların iş gücüne katılımını da etkiliyor. Geçtiğimiz günlerde Kabine’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız bir sunum yaptı ve Cumhurbaşkanımızın talimatı ile Demografik Nüfus Yüksek Kurulu oluşturacağız. Bu kurul, hem konuyu detaylı inceleyecek hem de yeni bir eylem planı geliştirecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ile ilgili hususlar değerlendirilecek. Kurul oluşturulduktan sonra yeni bir eylem planı hazırlayacağız. Bakım hizmetleri, sağlık koşulları ve diğer maddi alanlarda yapılabilecek iyileştirmeler üzerinde çalışacağız. Bu, çok boyutlu bir yaklaşım gerektiriyor. Tüm boyutlarıyla ele alacağız ve kapsamlı bir eylem planı oluşturacağız. Şu anda kurulun oluşumu için mevzuat hazırlığı devam ediyor. Bu yapı, bir kanun gerektirmiyor; Cumhurbaşkanı kararı veya kararnamesi ile kurulacak. Mevcut kurulların bir araya gelerek, nüfus politikaları hakkında koordinasyon yapacağı bir yapı oluşturulacak. Bunu çok önemli buluyorum. Uzun vadeli geleceğimiz açısından, sosyal güvenlik sisteminden kültürel alanlara kadar her şeyi etkileyecek temel bir mesele. Gelecekte yaşlı bakım merkezlerine olan ihtiyacı daha fazla tartışacağız. Dolayısıyla, bu nüfus dinamikleri her şeyi etkiliyor. Bu süreci anlamsız tartışmalarla değil, ülkemizi zenginleştirerek, geliştirerek yönetmemiz gerekiyor. Biz daha zengin bir ülke olup yaşlandığımızda bunu yönetebiliriz. Üretken yaşlılık ile bu süreci sürdürebiliriz; fakat bazı ülkeler bu durumu başaramayabilir” ifadelerini kullandı.

‘BÜTÇE SONRASI TEKRAR BİR ARAYA GELECEĞİZ’

Savunma Sanayi Fonu’nu desteklemek ve güçlendirmek amacıyla çalışmalar yapıldığını belirten Yılmaz, “Bu süreçte birçok tartışma yaşandı. Eleştirilerin bir kısmına ben de katılıyorum. Toplumsal duyarlılıklar ve eleştiriler haklıdır ve bunlara saygı duymak gerekir. Zaten Meclis, bu tür tartışmalar için vardır. Teklif gelir, tartışmalar yapılır, oylama olur ve gerekirse teklifi geri çekebilir veya dönüştürebilirsiniz. Bu bir zayıflık olarak algılanmamalıdır. Toplumdan ciddi eleştiriler geldi. Etki değerlendirmeleri bir miktar hızlı yapılmıştı. Bu paket, ‘Meclis’te tartışılsın’ diye getirildi. Cumhur İttifakı olarak, bu paketle ilgili bütçe sonrasında bir araya geleceğiz. Ayrıntılı tartışmalar yapacağız ve kalem kalem tekrar gözden geçireceğiz. Haklı eleştiriler dikkate alınarak paket gözden geçirilecek. O günkü siyasi irade neyi gerektirirse, Meclisimizin takdirine tekrar sunulacak. Ancak şu anda bu süreç ertelendi ve bütçeye odaklanmış durumdayız” dedi.

‘SAVUNMA SANAYİ PROJELERİNE OLABİLDİĞİNCE PARA AYIRIYORUZ’

Yılmaz, savunma sanayisinde birçok projenin olduğunu vurgulayarak, “Proje sayımız bini aştı ve bu alanda önemli bir büyüklüğe ulaştık. Savunma sanayisini sadece bir güvenlik meselesi olarak görmüyorum; aynı zamanda katma değeri yüksek bir ekonomik yapısı olan çok kıymetli bir sektör. Burada elde edilen başarılar, zamanla sivil endüstriyi de olumlu yönde etkiliyor. Türkiye’de bugün artık büyük bir ekonomik sektör haline gelmiş olan savunma sanayisi, geçen yıl 5,5 milyar dolar ihracat yaptı ve bu yıl 6,6 milyar dolar hedefliyoruz. Zamanında paramızla alamadığımız ürünleri şimdi diğer ülkelere satıyoruz. Ancak yeterli mi? Elbette ki yeterli değil. Özellikle Çelik Kubbe projesi, son Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde karara bağlandı. Türkiye’nin hava sahasını dış saldırılara karşı çok daha güçlü şekilde koruyacak olan Çelik Kubbe projesi mevcut. Bunun yanı sıra Kaan adını verdiğimiz 5’inci nesil akıllı uçak sistemleri gibi birçok büyük projemiz var. Bütçeden olabildiğince kaynak ayırıyoruz” dedi.


Son gelişmelerden haberdar olmak için Sivas Haberleri takip edebilirsiniz.

Sivas Haber ve Sivas Son Dakika haberlerini en hızlı şekilde öğrenmek için sivasgazetesi.com'u ziyaret edin.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.