İYİ Parti ve Demokrat Parti Arasındaki İşbirliği ve Türkiye’nin Gündemi

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’ndan Önemli Açıklamalar

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, siyasi gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, Sayın Devlet Bahçeli’nin, Demokrat Parti’ye (DEM) uzatılmış bir eli olduğunu belirtti. Ancak, bu durumun arka planına dair dikkat çekici bir tespit yaptı: “Sayın Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından etkilenerek, bu el sıkma olayını gerçekleştirdi. Benim gözümde DEM’e uzatılan el, belki Devlet Bahçeli tarafından uzatılmıştır; ancak o elin gerçek sahibi Recep Tayyip Erdoğan’dır,” ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu, parti genel merkezindeki makamında Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile bir araya geldi. Yaklaşık 1 saat süren basına kapalı görüşmenin ardından, ikili ortak bir basın toplantısı düzenleyerek kamuoyuna açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, siyasi partilerin değerlendirilmesinin hacimlerine göre değil, özgül ağırlıklarına göre yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Demokrat Parti ile ortak görüşlerinin bulunduğunu dile getiren Dervişoğlu, “Anayasa tartışmaları yaşanacak. Demokrasi ve hukuk alanındaki olumsuzlukların giderilmesi noktasında siyasi partiler görüş ve düşüncelerini ifade edecekler. İlerleyen zamanlarda da Demokrat Parti ile sık sık bir araya gelip durum değerlendirmesi yapacağız,” şeklinde konuştu.

Gültekin Uysal’dan Türkiye’nin Durumuna Dair Eleştiriler

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise ziyareti gecikmiş bir adım olarak tanımlayarak, “Türkiye’nin can alıcı ve yapısal meseleleri bulunuyor. Yüzde 50 artı 1 dengesi, siyasi partilerin ortak hissiyat bağı olan kurumların bir ortak demokratik mücadele zemini oluşturmasını zorunlu kılıyor. Geçmişte bu tür adımları atarak geldik. Bugün ise farklı şartlar içerisindeyiz; ancak siyasetin sorumluluğu değişmez,” dedi.

Uysal, Türkiye’nin gerçek gündemini konuşamayan bir durumla karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, “TBMM zemininde yalnızca bir kişinin geleceğini güvence altına almak için ülkeyi uç noktalar arasında sürükleyen bir siyasi aklın rehin aldığı şartlar altında gündemi hapsetmiş durumdayız. Türkiye’yi buradan çıkarmak zorundayız. İnsanlarımızın akıl ve siyasi programla buluşma zorunluluğu var. Önümüzdeki süreçte, ülkenin karşı karşıya kaldığı gündem ve programlar dahil, daha geniş bir perspektifle bu büyük Cumhuriyet’e yeniden derinlik katmak ve mesuliyet almak zorundayız,” şeklinde sözlerini tamamladı.