CHP Sözcüsü Deniz Yücel, basın toplantısında depremler, kadın cinayetleri ve eğitim sorunlarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Bu kritik konuların toplum üzerindeki etkilerini ve çözüm önerilerini keşfedin.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in başkanlığında, Füsun Sayek Sağlık ve Eğitim Geliştirme Derneği’ne ait Arsuz Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, CHP Sözcüsü Deniz Yücel önemli bir basın açıklaması yaptı. 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaşanan felakete dikkat çeken Yücel, “Bu travmada 50 binin üzerinde vatandaşımızı kaybettik. Hepsine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz. Facianın üzerinden geçen 20 ayın ardından, Hatay’da hala enkazların kalıntılarının bulunduğu ve yıkık sokaklarda büyük bir yaşam mücadelesi verildiğini görmekteyiz. Evsiz kalan yüz binlerce vatandaşımız, çadırlarda ve konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor. Gördüklerimiz ve duyduklarımız karşısında içimizdeki öfke ve acı daha da büyüyor. Temel ihtiyaçlar olan barınma ve gıda dahi hâlâ karşılanamıyor” dedi.
Kadın cinayetleri konusuna da değinen Yücel, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, eylül ayında 34 kadın cinayeti gerçekleşti. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun 2024 yılı raporuna göre ise 1 Ocak-31 Ağustos tarihleri arasında en az 280 kadın katledildi. Derneklerin isimleri değişse de, rakamlar azalmıyor. Yıllar önce canice katledilen genç kızımızın katilinin mezarının açılması ve şüpheler uyandırması, 9 yaşındaki Narin’in katilinin hâlâ bulunamayışı, aileden gelen bir kötülük ve bunun yasını tutan 85 milyon vatandaşımız için unutulmaz şeylerdir. Unutmayı aklımızdan dahi geçirmiyoruz; unutmayacağız ve unutturmayacağız” ifadelerini kullandı.
Yücel, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına yönelik eleştirilerini de sürdürdü: “Kadın Kolları Genel Başkanımız ve Osmaniye Milletvekilimiz Asu Kaya, kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet konusuna çözüm üretilmesi için İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş çağrısında bulundu. Bu mesele, tüm siyasi partilerin bir araya gelerek kadına karşı şiddeti çözümleyebileceği bir konudur. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayıyla yürürlüğe girmiş olan İstanbul Sözleşmesi, bir gece yarısı kararnamesiyle kaldırıldı. Bu durum, kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin bir numaralı sorumlusudur. Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner, 19 yaşında hayatını kaybeden iki gencimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum” şeklinde konuştu.
Can Atalay’ın cezaevinde olduğunu hatırlatan Yücel, “76 bin Hataylı tarafından milletvekili seçilen ve şu anda milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin işlemin yok hükmünde olduğu Anayasa Mahkemesi kararıyla tespit edilen Can Atalay cezaevinde. Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme, yargı organları, idari makamlar ve gerçek ve tüzel kişiler açısından bağlayıcıdır. Ancak, Tayyip Erdoğan ve AK Parti bu kararlara uymuyor. Şimdi de anayasayı tanımayan bu anlayış, yeni anayasa yapmaktan bahsediyor. Sayın Erdoğan, istediğin kadar süslü cümleler kur, gerçek amacının sana uygun bir anayasa yazmak olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu milletin bu masallara karnı tok. Anayasayı tanımayan bu anlayışla masaya oturmayacağımızı bir kez daha vurgulamak isterim” ifadelerini kullandı.
Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun Meclis açıldığında gündeme alınması gerektiğini hatırlatan Yücel, “Bu kanuna ilişkin tutumumuz başından beri geri çekilmesi ve yasalaşmaması yönünde. Sendikaların ve eğitimcilerin haklı tepkileriyle bu kanunun 23’üncü maddesinin geçmemesi bizleri umutlandırmıştı. Ancak, AK Parti yine şaşırtmadı. Adında öğretmen olan ama içeriğinde öğretmenlerin haklarını göz ardı eden bir kanundan bahsediyoruz. Kariyer uygulamalarıyla öğretmenlerin meslekleri arasında ayrım yapıyorlar. Uzman öğretmenlik unvanı için en az 10 yıl öğretmenlik yapmış olma şartı arıyorlar. Bu durum, ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesini ortadan kaldırıyor ve çalışma barışını bozuyor. Milli Eğitim Akademisi’ne de değinmek isterim; öğretmenler, bu akademi tarafından verilecek eğitim programlarına tabi tutulacak. Bu düzenlemeye karşı sonuna kadar direneceğiz. Öğretmenlik mesleğinin onurunun yanındayız” dedi.
Yücel, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i eleştirerek, “Çocuklarımız için doğru adımlar atan herkesin karşısında olduğunu bir kez daha gösterdin. Senin derdin, halkın vergileriyle oluşan bütçeyi tarikat ve cemaatlere aktarmak. ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adı altında dayattığın sistemle eğitimin içini boşalttınız. Ders saatleri azaltıldı ve içerikler zayıflatıldı. Milli Eğitim sistemini nicelik ve nitelik olarak yerlerde süründürmektesiniz. Eğitimi önemsemiş olsaydınız, bu kadar saçma açıklamalarda bulunmazdınız” dedi.
Enflasyon verileri üzerine de yorumda bulunan Yücel, “Eylül ayı enflasyonu açıklandı. TÜİK yine bizi şaşırttı. Vatandaşın çarşıda, pazarda gördüğü enflasyonu değil, AK Parti’nin istediği enflasyonu açıkladılar. ENAK’a göre enflasyon yüzde 88 iken, TÜİK’e göre bu rakam yüzde 49. Mehmet Şimşek, ekonominin iyiye gittiğini belirtirken, mutfaktaki yangının neden sönmediğine dair bir açıklama yapmadı. Eylül ayında eğitim giderlerinden gıdaya, kiralardan hizmet sektörüne kadar fiyatlar yükseldi. Ancak TÜİK, enflasyonun düştüğünü ifade etti. Enflasyonu düşük gösterdikçe, gerçek enflasyon düşmüyor. Açlık sınırı 20 bin liraya, yoksulluk sınırı 65 bin liraya çıkmışken, vatandaş kimseyi kandırmıyor” şeklinde konuştu.
Yücel, Sinan Ateş cinayetine de değinerek, “Bu dava, milletin vicdanında sonuçlanmamıştır. Acılı aile, oğullarının gerçek katillerinin ceza almadığını bilmekte ve duruşma çıkışında saldırıya uğramıştır. Siyasetin koyu gölgesi, Sinan Ateş’in naaşı üzerine çökmüştür. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu olayın başından beri adaletin tecelli etmesi yönündeki net tavrımızdan sapmadık. Bizim tavrımız, mafya düzenine karşı hukuk devletindendir. Tavrımız, Sinan Ateş’in adalet arayan eşinin ve çocuklarının yanındadır. Fakat bu dava bizim gözümüzde adaletle sonuçlanmamıştır” dedi.
Deniz Yücel, “Bugün Hamas’ın İsrail’e yönelik başlattığı çatışmanın yıl dönümüdür. 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan saldırılarda 41 binden fazla insan hayatını kaybetti. Uzmanlar, İsrail’in bu saldırılardan habersiz olmasının mümkün olmadığını ifade ediyor. Başka bir ülkenin topraklarında binlerce çağrı cihazı ve telsizi patlatabilen bir devletin, kendi topraklarında saldırılardan habersiz olması düşünülemez. Hayatını kaybeden tüm Filistinlilere Allah’tan rahmet diliyoruz ve tüm dünyaya çağrıda bulunuyoruz; İsrail’in yayılmacı politikalarını durdurmak için gereken adımları atmalıdır. Aksi halde, mücadele eden bu cehennem kapısı bir daha kapanmayacak ve Türkiye, sığınmacıların hedef ülkesi haline gelecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Suriye ve İran sınırlarının kapatılması için çağrıda bulunan Yücel, “Meclis açılışında Erdoğan, İsrail’in hedefinin Türkiye olduğunu belirtmiştir. Bu iddiaların gerekçeleri açıklanmalıdır. Yarın yapılacak oturumda, Dışişleri ve Milli Savunma Bakanları bilgilendirme yapacak, ancak bu bilgilendirmenin Erdoğan tarafından yapılması gerekirdi. Türkiye ile ilgili bir güvenlik sorunu varsa, üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Ancak olmayan bir tehdidi gündeme getirerek iç siyasette güç devşirmeye çalışmasına da izin vermeyeceğiz. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden önce Erdoğan’ın Filistin meselesini kullanacağını biliyoruz. Yerel seçimlerde de bunu yapması durumunda, biz de 81 ili gezerek halkımıza bunu anlatırız” dedi.
Basın açıklamasının ardından MYK toplantısı sona erdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK üyeleri, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere İskenderun’a hareket etti.