Çevre Bakanı Murat Kurum’un İklim Krizi ve Türkiye’nin Çabaları Üzerine Açıklamaları

Çevre Bakanı Murat Kurum, iklim kriziyle mücadelede Türkiye’nin attığı adımları ve gelecek hedeflerini açıklıyor. İklim değişikliğiyle ilgili stratejiler ve Türkiye’nin çevresel taahhütleri hakkında detaylı bilgiler için makalemizi okuyun.

Yayınlama: 28.10.2024
1
A+
A-

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Açıklamaları

Leyla YILDIZ-Ataberk KURT/İSTANBUL, (DHA) – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Dünya Odalar Federasyonu’nun (WCF) Avrupa ve Asya Zirvesi’ne katıldı. Etkinlikte yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son 22 yılda gerçekleştirdiği konut ve kentsel dönüşüm projelerine dikkat çekti. Kurum, “Dünya genelinde örneği az bulunan bir hızla, çevreye duyarlı ve sıfır atık uyumlu olarak toplamda 3,3 milyon konut ürettik. 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından, deprem bölgesinde inşa ettiğimiz 452 bin yeni konut ile işyerlerimizi iklim değişikliğine uyumlu bir biçimde inşa etmeye devam ediyoruz. Enerji verimliliğini artırmak ve hava, su, toprak kirliliğini önlemek adına, sanayide yeşil dönüşüm belgeleri düzenleyerek, bu belgeleri alan tesislerin çevre yatırımlarına destek veriyoruz” dedi.

Kurum, Beyoğlu’ndaki bir otelde gerçekleştirilen Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Avrupa ve Asya Zirvesi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Etkinlikte, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Dünya Odalar Federasyonu Başkanı M. Rıfat Hisarcıklıoğlu, Milletlerarası Ticaret Odası Genel Sekreteri John W.H. Denton AO, Milletlerarası Ticaret Odası Başkanı Philippe Varin ile birlikte 62 ülkeden iş insanları da yer aldı. Semazen gösterisiyle açılışı yapılan etkinlikte konuşan Kurum, “Burada bulunan herkesin iklim konusuna duyarlı olduklarını biliyorum. Ancak, ortak evimiz olan dünyamız ve iklim kriziyle başa çıkmadan önce, bu sorunları bir kez daha özetlemek istiyorum. Bugün gezegenimiz hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altındadır. İklim kriziyle birlikte ortaya çıkan riskler, her geçen gün daha da çeşitleniyor” şeklinde belirtti.

‘İnsanoğlu Yeni Yıkımlarla Karşı Karşıya’

Kurum, “İnsanoğlu olarak yeni bir yıkım ve varoluş sorunuyla yüzleşiyoruz. Bosna-Hersek ve Brezilya’da yaşanan sel felaketleri, yalnızca can kaybına değil, milyonlarca dolarlık maddi kayıplara da neden oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nde meydana gelen Milton Kasırgası, on milyarlarca dolarlık hasara yol açması bekleniyor. Bu, iklim krizinin boyutunu gözler önüne seren bir başka acı örnektir. İklim krizi, artık tüm üretim ve tüketim sistemini dönüştüren, tedarik zincirinin kopmasıyla gıda, temiz su ve diğer ihtiyaç maddelerine erişimi zorlaştıran, ticaret ve sanayi kurallarını köklü bir şekilde değiştiren bir sorundur” ifadelerini kullandı.

‘Türkiye Krizleri İzleyen Ülke Olmamıştır’

Kurum, “Türkiye, Akdeniz Havzası’nda yer alıyor ve iklim krizinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyor. Ülkemizin dört bir yanında sel, yangın, heyelan ve kuraklık gibi doğal afetlerle karşı karşıyayız. Kastamonu, Sinop, Bartın, Rize, Giresun ve Trabzon’daki sellerde, Antalya, Muğla ve en son İzmir’deki yangınlarda hem can kayıpları yaşadık hem de şehirlerimiz büyük hasar gördü. Türkiye, ne kendi acılarına ne de diğer ülkelerin zor günlerinde yaşanan zorluklara kayıtsız kalan bir ülke olmamıştır. İklim krizinin getirdiği tehlikeleri göz ardı edenlerden olmamak için iklim politikalarımızı açık, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla şekillendirmeye çalışıyoruz” dedi.

‘İklim Şurası ile Bir Araya Geldik’

Murat Kurum, “2022 yılında düzenlediğimiz İklim Şurası ile tüm paydaşlarımızı bir araya getirerek, bilim insanları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileriyle birlikte bir yol haritası oluşturduk. Alınan kararlar doğrultusunda Ulusal Katkı Beyanımızı ve İklim Kanunumuzu belirleyerek, iklim değişikliğine uyum bağlamında azaltım ve uyum stratejilerimizi geliştirdik. Şirketlerimize büyük önem verdik. Asya ve Avrupa Ticaret Odası başkanları, dünya genelindeki 170’den fazla ülkede faaliyet gösteren ICC bünyesinde, 17 trilyon dolarlık bir büyüklükten bahsediyoruz” şeklinde konuştu.

‘Sıfır Emisyon Hedefimize Ulaşmak İçin Çalışıyoruz’

Kurum, “Sera gazlarının çoğu enerji üretiminden kaynaklanıyor. Çimento, demir ve çelik gibi fosil yakıtların kullanıldığı sektörler, doğrudan iklimle ilişkilidir. Tarımdan kaynaklanan emisyonlar ise gıda politikalarımızı etkiliyor. Bu bağlamda oluşturduğumuz politikalar, iklim değişikliği mücadelesindeki samimiyetimizi ve hedeflerimizi göstermektedir. Ormanlarımızın kullanımı ve yutak alanlarının artırılması, iklim politikalarımızda önemli bir yer tutuyor. Şirketlerimizin, verimlilik ve enerji tasarrufu ile giderlerini azaltmak istemesi de sevindirici bir durum. Yeni teknolojilerle rekabet avantajı elde etme arzusu, küresel yatırımcılar için daha çekici hale gelmelerine yardımcı oluyor. Tüm sektörlerimizi, Sayın Cumhurbaşkanımızın 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne en hızlı şekilde ulaştırmak için kararlıyız. Türkiye, tarihi sorumluluğunun yok denecek kadar az olmasına rağmen iklim değişikliği ile mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir” şeklinde ifade etti.

‘Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi Hazırlıyoruz’

Bakan Kurum, “Ülkemizde atık su yönetiminde yenilikçi uygulamaları hayata geçiriyoruz. 2018 yılında yüzde 1,2 olan arıtılmış atık suların yeniden kullanım oranını yüzde 5,5’e çıkardık. Hedefimiz, 2030 yılında bu oranı yüzde 15’e yükseltmektir. Son 22 yılda, dünya genelinde az rastlanan bir hızla, çevreye saygılı ve sıfır atık uyumlu 3,3 milyon konut inşa ettik. Deprem bölgelerinde, 6 Şubat’taki felaket sonrası 452 bin yeni konut ve işyeri inşa etmeye devam ediyoruz. Enerji verimliliği ve sıfır kirlilik prensibiyle çalışan tesislerimize ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi’ düzenliyoruz. Bu belgeyi alan tesislerin, çevre yatırımlarından faydalanmaları için gerekli adımları atmak üzere ilgili bakanlıklarımızla birlikte çalışıyoruz” dedi.

‘Yenilenebilir Enerji Payını 2035’te Yüzde 65’e Çıkartacağız’

Kurum, “Sanayi dönüşümünde, Düşük Karbonlu Yol Haritalarımızla; 2053 yılı itibarıyla alüminyum sektöründe yüzde 75, çelik sektöründe yüzde 99, çimento sektöründe yüzde 93 emisyon azaltımını sağlamayı hedefliyoruz. Enerji sektöründe, toplam elektrik kurulu gücü içindeki yenilenebilir enerjinin payını 2035’te yüzde 65’e çıkarmayı planlıyoruz. Ülkemizde yeni uygulanmaya başlayacak Emisyon Ticaret Sistemi ve karbon kredileri ile ilgili düzenlemeleri de hayata geçiriyoruz. İşletmelerin sera gazı emisyonları için izin almalarını zorunlu hale getiriyoruz. Bu sistemden elde edilen geliri de kamusal alana aktararak tekrar özel sektöre yönlendireceğiz” şeklinde sözlerini tamamladı. (DHA)


Son gelişmelerden haberdar olmak için Sivas Haberleri takip edebilirsiniz.

Sivas Haber ve Sivas Son Dakika haberlerini en hızlı şekilde öğrenmek için sivasgazetesi.com'u ziyaret edin.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.