Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan Cezaevleri ve Ceza Hukuku Açıklamaları

Kadircan GÜLER/ ANKARA, (DHA) – Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Açıklamaları

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, cezaevlerinin doluluk oranlarının, suçluların cezaevine alınmaması için bir mazeret olamayacağını belirtti. Tunç, “Cezaevi dolu diye bir suçlunun cezaevine alınmaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Devlet, bu tür durumlar için gerekli tedbirleri alır ve bu konuda zaten gerekli önlemleri alıyoruz. Cezaevlerinin doluluk oranı bizim için bir bahane olamaz.” ifadelerini kullandı.

Bakan Tunç, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında düzenlenen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından parti genel merkezinin önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Cezalarda alt ve üst sınırların bulunduğunu hatırlatan Tunç, hakimlerin bu sınırlar çerçevesinde karar verdiklerini dile getirdi. “İyi hal indirimi uygulandığında bazı suçlar için kamuoyunda tepkilerle karşılaşıyoruz. Bu noktada, bu durumu yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor.” dedi.

• Toplumun Tepkileri: Kasten öldürme ve kasten yaralama gibi suçlarda, denetimli serbestlik uygulamalarının toplumda eleştirilere neden olduğunu vurguladı.
• Suçun Önlenmesi: “Ceza hukukunun amacı, toplumu suçtan korumaktır. Suç işlenmeden önce ve sonra alınması gereken tedbirler önemlidir.” şeklinde konuştu.

‘İnfaz Sisteminin Caydırıcılığı’

Bakan Tunç, soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülebilmesi için kolluk kuvvetleri ve savcıların delilleri toplama konusunda etkili çalışmaları gerektiğini ifade etti. “Serbest kalan kişilerin delillerin ve görüntülerin ortaya çıkması, toplumda rahatsızlık yaratıyor. Bu nedenle, soruşturma aşamasında delillerin toplanması için gerekli adımlar atılmalıdır.” dedi.

Yargı reformu strateji belgesinin sadece ceza alanında değil, hukuk alanında da vatandaşların uzun süren yargılamalardan şikayet etmemesi gerektiğini belirtti. “Cezaevlerindeki kişilerin tahliye olduktan sonra tekrar suç işlememesi için gerekli eğitim çalışmaları, mesleki atölyeler ve meslek edindirme faaliyetlerini artıracağız.” diye ekledi.

‘Suçluların Yeniden Suç İşlememesi’

Yargıda 25 bin hakim ve savcının görev yaptığını kaydeden Tunç, “Üç dereceli bir sistemimiz var. Uzun süren duruşmalar yerine, kısa süre içerisinde duruşmanın tekliği esas olmalıdır.” dedi. “Bilirkişi raporları ve adli tıp raporlarının beklenmesi gibi sebeplerle duruşmaların ertelenmesi, yargı sürecini uzatıyor. Bu süreçlerin kısaltılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

‘Cezaevlerinin Doluluk Oranı’

Cezaların caydırıcı ve ıslah edici olması gerektiğini belirten Tunç, “Ceza aldıktan sonra cezaevindeki infaz sisteminin caydırıcılığı önemlidir. Mahkemelerin bilirkişi raporlarını süresinde vermesi ve delillerin hızlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.” dedi. Ayrıca, cezaevlerinin doluluk oranlarının, suçlu kabul edilip edilmeyeceği konusunda bir engel olmadığını tekrarladı. “Bu konuda gerekli yatırım programlarını hızlı bir şekilde sonuçlandırarak doluluk oranlarını ortalamanın altına düşürme hedefindeyiz.” dedi.

2018 yılında gündeme gelen ‘hadım yasası’ ile ilgili soruya da yanıt veren Tunç, “Ceza İnfaz Kanunu’nun 108’inci maddesinde tıbbi tedaviye karar verme yetkisi var. Mevzuatımız buna uygun, belki uygulamayı geliştirecek yeni düzenlemeler yapılabilir.” şeklinde konuştu.